(Viitsima: kelime anlamı; üzerimize çöken yorgunluk sebebiyle hiçbir şey yapmak istememektir.)
Bir yorgunluk hastalığına tutulmuşuz milletçe. En ufak bir işte bile yoruluveriyor hemencecik can.
Onu geçtim hiç dinlenmiyor ki diyeceksiniz. Tembelliğe alıştırıldık biz. Eskidenmiş viitsimasız hallerimiz, atalarımızda kalmış gitmiş, çok çok eskide. Eskide kalmışta eskimemiş tam tersine bizler eskimişiz eskilerden uzaklaştıkça, yenilendikçe biz eskimişiz.
Yıllarca uğranmayan bir evin toz tutmuş rafı gibiyiz, üflesen bir öksürük tutturacak sana, boğazına takılıp kalacak bazı şeyler.
Takatsiz, inayetsiz darmadağın olduk milletçe. Muğlak bir batak bu nefis. Eğer düşersen peşine bir viitsima içinde bin viitsimaya tutulursun. Öyle sadece kelimelere tutulup kalınmıyor yalnız. Kemikler, eklemler, diller, koca bir beden tutulup kalıyor. Görüyorsunuz işinde ne kadarda hünerli bu nefis, zindanında neleri tutup bırakmıyor.
Kim bilir kaç yüzyıldır işlek suç caddesi olup durdu sokağımızın ucu. Kaç gardiyanını yolladı bu nefis dedikleri, kaç kişi caydı ya da kaç kişi tutuklandı.
Derinlere bir ömür kur, kendine pişmanlıklar yükleme dinç sapasağlam uzvundan taşan bir fikriyat yarat. Şaşma yerinden, ilerle hep derinden derinden.
Ufka bakılırsa yol uzun lakin bunu kısaltacak olan aya kişi. Olup biteni çek bir sineye bak bakalım ney eksik ney fazla. Terbiye ver nefsine. Hiç olmadı sotele en azından yemek olsun...