(Muteber: kelime anlamı değerli, hatırı geçen anlamlarına gelmektedir.)
Muhataptan gelir muteber. Muhatapta muhabbetten gelir. Irmaklar, derelerin birleşip deniz olması gibidir bu. Hepsi birbirinin ardıncadır. Muhabbet ehli kalbin en haz, en hat noktasıdır.
Muhabbetten üstün bir mutluluk mertebesi yoktur insanın. Dünyanın en zengini ise muteberi olan kişidir.
Muteberin bir eş bir dostun olmasına gerek yok. Bir taş bile muteberin olur senin. Nasıl mı? Şiirlerini taşlara okursun mesela. Hikayelerini bir kediye, masallarını ise uyuyan bir köpeğe. Ne biliyim sazını bir çiçeğe çalarsın.
Dinleyenin çoktur senin bu evrende. Hani derler ya suyun aklı vardır. Hiç olmadı git suya yap bütün sanat gösterilerini. Böylelikle evrenin frekansını hat seviyeye çekersin.
Bir insanı değiştirip geliştiremiyorsan o halde yaşadığı evreni değiştireceksin ki yurduna adapte olsun. Biz dünyayı ne kadar güzelleştirirsek içindeki canlılarda o kadar güzel olur bence. İstemese de güzel olur. Adaptasyon diye bir şey var bir kere. İşte insan suyla muteber ola ola huya dönüşür suları. Bilem serin mi olur derin mi olur huyları ve suları ya da "hu" ları.
Madde aleminde ne kadar derinlik aramak doğru bilmem ama biz bunu mana alemine çevirmeliyiz. Bir muteber edineceksek alemimiz mana olmalı. Ecekli zamanlara da kalmamalı bu vakit yok. Yorlu zamanların alemidir mana alemi. Şu anların, yarınlara ve dünlere hitap etmez çok.
Bazı muhabbetler ise hiçbir alemle açıklanamaz. Mesela sen bir ayla konuşmanı anlatabilir misin? Bir sayfanda ki bir dizeni ay söylemiştir sana ama okur onu okurken onun ne kadar manalı ne kadar derin olduğunu hissedip ve bir yazar nasıl yazmış bunu der. Ama onu yazan yazardır belki ama söyleyen aydır. Yani söyleten olmalı tam karşılığı. Şimdi ayla konuşup bir muhabbet kurduğumuza göre bizzat kendisi söylemesi lazım. Az daha muteber olursam ayla gelip kendi düşüncelerini de kaleme alır mı dersiniz? Yani oda bir yazar olabilir mi? Bence bir insandan daha iyi açıklar bize mana alemini...