(İlanihaye: Sonuna kadar, sonsuza kadar anlamlarına gelmektedir.)
Hep kalacakmış gibi şehrin karanlığı yüzlerimizde. Bir yağmur sonrası rengi akmış ve siyah beyaz bir hal almış kendince. Her şeyiyle almış götürmüş bu yağmurlar bir parçamızı. Sisli kaldırımlar altında kaybolmuş en sevilen düşler.
Yüzyıllar öncesine uzanan bir tedirginlik var üzerimizde. Kadife katmanlı kitabeler kavratmışçasına sanki bütün olup biteni.
Dünya ilanihaye bir muamma.
Bulmacanın son çengeli her zaman yarım kalıyor. Çözümlenmeden atılmak zorunda bazı adımlar. Öyle ya atılan adımlar çözüme götürür mü dersiniz?
Katiyen! Dahada bilimselleşir bilmeceler. Varoluşun sancısını bir damlacık hatırlatır belki veyahut bir titreyiş. Farkındayım, hepimiz farkındayız sadece farkındalığımızın farkında değiliz. Dünyada üşüdü aramızdaki soğukluklardan. Isıtamıyoruz düşleri, düşüşleri ve birçok şeyi ısıtamıyoruz. Mevsimsel koşullar sebep değil bunlara mevsimsel ruhaniyetlerden ötürü sarsıntılar. Bunca küresel ısınma sonucunda bir anda üşüyüverince çatlayıverdi orta yerinden. Gıyabınca korunan kürenin korumundan başka rol bulamadık kendimize. Seve seve üstlendik üstelik her yeri karamızla karalamayı. Erenlerin yolunda seller akar şimdi geçit vermezler ellere. Yeller çıkar ovalarında konak tutturmazlar konuklara. Kimse kınamaz yolda olanları yolunu bul sonunu değil. Hürriyeti ara esareti değil. Her ne ararsan ikliminde ara unutma ki koşa koşa da kaçsa senden aranan arandığı sürece her daim bulunmaya nazır...