(Tedai: kelime anlamı çağrışım olarak bilinmektedir.)
Evrenin tedaileri bir kuşun kanadın da asle bakarsan. Bir uçuştaki o meltemli edası ne çok tedailer oluşturur zihnimizde. Bir dala konması mesela, konarken bir yaprağı düşürmesi. O kuş kondu diye mi düşmüştür o yaprak yoksa vakti geldiği için mi? Yoksa zorunda mıydı?
Yaprak dökümü ağaç için bir boşaltımsa evet zorundaydı. O yaprağı düşürmek zorundaydı. O da o kuşun konuşuna zahir değildi yani. Sebebi kuş oldu düşmenin. Halbuki dünden belli. Böyledir tedailer oldukça derin oldukça içten.
İnsana bir şeyler çağrıştıracaksa geçmişten değil geleceklerden çağrışmalı. Öyledir ya yaşanmamışın çağrışımı olmaz, çağrışımsız tek şey gelecektir. İnsan gördükleri yaşadıkları doğrultusunda bir şeyler anımsar çağrışır ve o doğrultu da oluşur her şey zihninde. Gözünü kapatsan bile belleğinde yüklüdür her şey.
Bütün tedailer tekrar tekrarlanır hiç durmadan. Şafağın rengi göle yansır fakat bir de şafağın sesi var o yansıyabilir mi? Sesleri yansıtabilen dağlar mıdır sadece? Evet öyledir sesleri sadece dağlar yansıdır ve sadece insanlar yanılsıtır. Uzaklarda bir yaşam alanı görürsün yakınlar olmaz. Ondan sonra yakınlarda bir yaşam alanı görürsün uzaklar daha da uzaklaşır.
Her bir tedaide insanı tedavi etmiyor işte bazısı geçmiş yüzyılın salgınını vereme tutturuyor bazısı o kara vebaya. Seni geçmişe götürüp o türden bir hastalığa yakalatabiliyor bazı tedailer. Bu koca evrenin o bütün tedaileri altında ezilir kalır bazen insan. Bazen ise bir tedai bin tedailik bir hikâye yaratır. Hikâye yazmaksa amaç bir rüzgâr bile yeter senin tedain olmaya. Fakat tedailer aramaksa amaç onlar seni bulur sen sadece ara.