(İhvan: kelime anlamı olarak yakın dost demektir.)
İhvanımız sadece insanlardan mı ibaret olur? Aslında "lar" demekte pek doğru değil. İnsanın en yakını bir hayvan, bir bitki veyahut cansız bir nesne de olabilir.
Hele bu devirde kesinlikle en yakın dostumuz kesinlikle bu saydıklarımdan olur türünden bir kişiyle değil. Mesela bir ağaca tıpkı bir insanmış gibi dolu dolu sarılabilirsin. Ya da bir kediyi bir çocuk sever öper gibi sevip öpebilirsin.ne bileyim bir taşa yaşlıya hürmet gibi hürmet edebilirsin.
Bu duygu gösterilerimizi doğanın varlıkları daha iyi anlıyor. Gerçekten kalpten hissettirince bunu hatta karşılık bile verebiliyorlar. İnsanlar genelde hep kendi kalabalığıyla meşgul olup, hep bir yarış içerisinde değer duygularının kalmadığı bir sisteme itiyorlar kendilerini. Bu durumda devam ederse insanlar aynı evde birbirinin yüzünü bile görmeyecekler artık. Çünkü zihni hapseden bir teknoloji ile baş başa kalıp kendilerine yapay yetinme oluşturacaklar.
İnsan sadece bir tek halının olduğu bir odada şöyle bir gün kalıp kendine yetebilseydi belki her şey bambaşka olurdu. Her şeyin bilincinde olurdu düşünceleri onu eğitirdi. Günümüzde ise yalnız kalma korkusu var. Bu yüzden kendini yalnız gibi hissetmemek için teknolojiyle uyuşturuyor kişi zihnini. Bu duygudakiler kitap okumaktan da zevk alamıyor çünkü kitap kendiyle yüzleştirince insanı yine yalnızlığı ağır basıp bundan bunalıyor. Halbuki insanın özü yalnızlıktan geçer. Yalnız olmadan özümüzü bulamaya çalışıyoruz. Buda büyük bir değer yozlaşmasını beraberinde getiriyor.
Bundan yirmi yıl öncesini düşünelim birbirini en az bir kere görmüş kişiler tekrar bir tesadüfi görüş halinde birbirlerine selam vermeden geçmezdi. Şimdi yanı başımızdan en tanıdığımız geçse bile görmezden geliyoruz. Bu en ufak bir değer kaybolup gittiyse gözümüzün önünde bizim türlerimizle ihvan oluşturmamız son derece imkânsız olacak.
Lütfen ellerimizin içindeki ipi bile bile bırakmayalım. O ip avuçlarımızı kessin zorlasın biraz.