(Cidal; şiddetli şekilde kavga dövüş anlamlarına gelmektedir.)
İnsanlık sebepsiz bir cidal içine düşmüş durumda.
Durduk yere sırf eğlence olsun diye bile bile bir cidal kavramının sınırları içine bile sığmayan tartışmalar çıkabiliyor.
Gerçi hiçbir zorba davranışın insanlık davranışında açıklamaya sığan bir kavramı yoktur ama en azından çıkanların da bir manası olsa. Bu durum son zamanlarda daha da artan tahammülsüzlükten kaynaklanmaya başlamış olmalı. Buna bizi teknolojinin sürüklediği büyük oranda etkindir desem inanır mısınız?
Sanal dünya bize her şeyin bir anda olabileceği hissiyatına o kadar alıştırdı ki gerçek hayatta da biz bu hızı yakalamak istiyoruz. İşte bu yüzden hiçbir şeye tahammülümüz kalmıyor. Örneğin videolar otuz saniyenin altında birçoğu. Dijitalde yayın yapan filmler yarım saat, insanlarda bir tüketim hızı ve aniden yok etmeyi kalıcı hale getirmek amaçlanan.
Daha çok bunlardan ziyade üretmeye yönelsek. Mesela her gün bir tüketimimize karşın üç üretim yapsak. Üretim dedimse fabrikatör olup bir imalat yapıp işleyip nakışlamak falan değil. Yani üç sayfa kitap okumak bile bir üretimdir. İyilik yapmak, birinin yüzünü güldürmek bir huzur evini ziyarette bulunmak hediyeleşmek bunlar da bir üretimdir. Ama lütfen özümüzü hatırlayıp kendimizi bir robot gibi yapmayalım. Dışarı da koskocaman bir yaşam var ve biz çocuğundan yaşlısına bir sistemin içine kitlenmiş durumdayız.
Yakın geleceğin en büyük salgını bu belki de kendini bile unutmak. Zaman kavramının ortadan kalkması, farkındalığın yok olması. Gıyabında bir kullanım ve tüketimde sadece bir misli fazla üretim olursa her şey bambaşka olabilir. Bir tek birey halinde siz bile iki farklı hal arasında ki mutluluk değişimini kendiniz de gözlemleyebilirsiniz.
Sanatla kalınız...