(Nüksetmek: Kelime anlamı bir hastalık ya da durumun yeniden, başlaması depreşmesi anlamlarına gelmektedir.)
Çağımızın kara vebası nüksetti ciğerlerime, hallice bitap düşüren. Artık kayıtsızca atılıyor her adım. Düşünülmeden önü ardı kendini koyarak merkezine ben merkezcil adımlar atılıyor hep. Oysa ki bir yarışa konulmadan kimse dayanışma ve samimiyet olsa sadece. Öyle güzel olurdu ki atılan adımlar. Bir balçıkta bata çıka yürümek yerine cıvıl cıvıl bir doğa yürüyüşü edasıyla adımlamak her bir santimi. İnanın başta kendimiz dahil hiç kimseyi yormazdık.
Fikrimizin en saf en temiz yanlarını besleme gücünü yakalayabilseydik hepimiz, işte tam da o zaman içimizin en saf gevherine ulaşırdık her birimiz kendince. Bu yarışlar, koşuşturmacalar ve inanın ki çoğu da birbirinden değersiz uğraşlarımız yüzünden samimiyetimizi kaybediyoruz yavaş yavaş. Köreltiliyoruz. Kültürümüz, bilincimiz, düşüncemiz hepsi ama hepsi yavaş yavaş kayboluyor. Buna izin vermeyelim. Ya insanın kültürü ağrır mı? Bu yüzyılda ağrıyor. İnanın kültürüm ağrıyor. Derin bir acı bu içime içime işleyip giden. Göz göre göre kaybolup giderken kimsenin gerçekten de görmeyişi olup bitenleri. Tam da bu nokta öyle bir nüksediyor ki her gün yeniden hiç durmadan bir misli daha azalarak. Böyle azala azala yok olup gidiyor işte. Üstelik elden bir şey gelirken. Gelmez duruma kendimizi bırakmak daha kolay gelmekte sanırım. Sahi ya bütün ne olup bittiyse bundan değil mi zaten?
"Daha kolay geldiğinden." Bütün samimiyetsizlikler ve yok oluşlar...
Hiçbir şeyi ertelemeyelim.
"En çokta sevmeyi!"