BURNUNDAN KIL ALDIRMAMAK!

CAFER AKSAY

06-01-2023 14:37

Değerli Dostlar; çok güzel bir atasözümüz var, “burnundan kıl aldırmamak” sizlerle bu konuyu paylaşalım istedim.

Burnundan kıl aldırmamak; en küçük bir eleştiriye bile tahammül edemeyerek kendini büyük görmek, her yaptığını beğenmek, kendisine hiç söz söyletmemek, çok huysuz ve kibirli olmak manasına gelmektedir.

Osman Efendi bir sabah müthiş bir baş ağrısıyla uyanır.

İlaç alır, geçmez. Bir iki gün bekler, ağrı devam eder.

Doktor çağrılır. Doktor muayene eder, ağrı kesiciler verir, gider. Lakin Osman Efendi'nin baş ağrısı artarak sürer.

Üstüne üstlük baş ağrısı yanı sıra gözleri de yaşarmaya başlar.

Başka doktorlar çağrılır…Osman Efendi Uşak’ın ileri gelenlerindendir, ağrıyı kesene servet vaat eder.

Doktorların hiçbiri ağrıyı durduramadığı gibi sebebini de bulamaz. Ev halkı birbirine karışır, baş ağrısından geceleri uyuyamayan Osman Efendi'yi İstanbul’a götürmeye karar verirler.

İstanbul’da en iyi doktorlar seferber olur.

Muayene edilir, testler yapılır…

Görünüşe bakılırsa Osman Efendi turp gibidir.

Oysa dayanması gittikçe zorlaşan baş ağrısı ve gözyaşları hayatı çekilmez hale getirmiştir.

Ağrı kesici iğnelerle zor ayakta duran

Osman Efendi bu defa da apar topar yurtdışına götürülür.

O devirde Amerika değil İsviçre moda, Zürih’e gidilir.

Haftalarca hastanede kalınır, onlarca profesör konsültasyon yapar, testler tekrarlanır.

Sonuç olarak:

Osman Efendi'ye teşhis konulamaz.

Artık yerinden kalkamayan

Osman Efendi'ye ağrı kesici iğneler verilir, ülkesine dönüp “dinlenmesi”, daha doğrusu son günlerini evinde geçirmesi tavsiye edilir.

Osman Efendi bitkin, aile perişan. “Kader” denilir, Uşak’a dönülür.

Osman Efendi yayla evinde bir odaya yatırılır ve ağrı kesici iğnelerle ölümü beklemeye başlar.

Bir gün, hastanın keyfi gelsin diye,

Osman Efendi'nin eski berberi “Berber Mehmet” çağrılır.

Berber yataktan kalkamayan Osman Efendi'yi tıraş ederken, adamcağız derdini anlatır ve ölümü beklediğini söyler.

Berber Mehmet bir an düşünür. “Beyim?” der,

“Sakın sizin burnunuzda kıl dönmüş olmasın”

Bir bakar, “Hah işte der. "Kıl dönmüş.”

Osman Efendi'nin şaşkın bakışlarına aldırmaksızın çantasından cımbızı kaptığı gibi kılı çeker.

Ev halkı Osman Efendi'nin köyü ayağa kaldıran çığlığıyla odaya koşar.

Berber Mehmet, Osman Efendi'nin elinden zor alınır ve cımbızın ucunda tuttuğu yirmi santimlik kılla kapı dışarı edilir.

Osman Efendi'nin kanayan burnuna pansumanlar yapılır, kolonyalar koklatılır ve yaşlı adam tekrar yatağına yatırılır.

Ertesi sabah Osman Efendi aylardır ilk defa rahat bir uykudan uyanır. Gözlerinin yaşarması geçmiştir.

Baş ağrısından ise eser kalmamıştır.

Dönen kılın sinire yürüyüp gittikçe uzayarak dayanılmaz ıstıraplara yol açtığını doktorlar ancak o zaman keşfeder.

Çözümün bu kadar basit olabileceği kimsenin aklına gelmemiştir.

Sapasağlam ayağa kalkan Osman Efendi, Berber Mehmet’i çağırtır ve ona bir servet bağışlar.

BURNUNDAN KIL ALDIRTMAYANLARIN

BAŞI ÇOK AĞRIYABİLİR!

DİĞER YAZILARI PÜF NOKTASI! 01-01-1970 03:00 ÖĞÜT! 01-01-1970 03:00 RİYAKÂR! 01-01-1970 03:00 TECRÜBE! 01-01-1970 03:00 AİLE! 01-01-1970 03:00 HAKİR GÖRMEK! 01-01-1970 03:00 OKU! 01-01-1970 03:00 HİSSİ OLGUNLAŞMA! 01-01-1970 03:00 KİBİR! 01-01-1970 03:00 NARSİZM! 01-01-1970 03:00 ÖRDEK SENDROMU! 01-01-1970 03:00 SINIR KOYMAK! 01-01-1970 03:00 SEVGİNİN TARİFİ! 01-01-1970 03:00 İYİLİK YAPMAK HUZUR VERİR! 01-01-1970 03:00 EĞİTİMİN ÖNEMİ! 01-01-1970 03:00 İZ’AN/İZ'ÂN! 01-01-1970 03:00 MANKURT! 01-01-1970 03:00 ARKADAŞ! 01-01-1970 03:00 CEHALET! 01-01-1970 03:00 DUMANLI! 01-01-1970 03:00 HAYAL  GÜCÜ! 01-01-1970 03:00 GÜN OLUR! 01-01-1970 03:00 KENDİNE GÜVEN! 01-01-1970 03:00 CEHALET HASTALIĞI! 01-01-1970 03:00 NELER GELİR! 01-01-1970 03:00 ANITKABİR! 01-01-1970 03:00 BU DA GEÇER! 01-01-1970 03:00 İTİDAL 01-01-1970 03:00 BOŞBOĞAZLIK! 01-01-1970 03:00 DEDİLER! 01-01-1970 03:00 SÜKUNET! 01-01-1970 03:00 GÜNDELİK BİLGİ! 01-01-1970 03:00 SOĞUDUM! 01-01-1970 03:00 BANANE! 01-01-1970 03:00 HUZUR! 01-01-1970 03:00 BAŞLIYORUZ! (HAYIRLI OLSUN) 01-01-1970 03:00 ZEVAHİR! 01-01-1970 03:00 ATATÜRK’Ü ANLAMAK! 01-01-1970 03:00 BİR'DEN! 01-01-1970 03:00 EMANET! 01-01-1970 03:00 ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİK!  01-01-1970 03:00 GÜVEN DUYGUSU!  01-01-1970 03:00 YANSIMA!  01-01-1970 03:00 HAYALİNCE YAŞA!  01-01-1970 03:00 KALEMDEN!  01-01-1970 03:00 UMUT HAYATA BAĞLAR!  01-01-1970 03:00 İNSANOĞLU!  01-01-1970 03:00 ÂLİMLERİMİZ!  01-01-1970 03:00 "ADANALIYIK ALLAH'IN ADAMIYIK! " 01-01-1970 03:00 YAPICI OLMAK!  01-01-1970 03:00 BİLME İSTEĞİ!  01-01-1970 03:00 İDRÂKSİZ! 01-01-1970 03:00 SEVGİ BAHÇESİ: ANNE! 01-01-1970 03:00 OKUMAK! 01-01-1970 03:00 O YER! 01-01-1970 03:00 BAYRAMIMIZ MÜBAREK OLSUN! 01-01-1970 03:00 OTOKRİTİK! 01-01-1970 03:00 UBUNTU!  01-01-1970 03:00 BU ŞEHRİ… 01-01-1970 03:00 ZİHİNDE Kİ ZİNCİRİ KIRMAK! 01-01-1970 03:00 ŞEMS-İ TEBRİZİ VE ÜÇ FİLOZOF! 01-01-1970 03:00 ÇÖZÜM! 01-01-1970 03:00 İSTEMENİN GÜCÜ! 01-01-1970 03:00 ORTAMA GÖRE! 01-01-1970 03:00 YALAN DÜNYA! 01-01-1970 03:00 TARİFSİZ ACI! 01-01-1970 03:00 ÖNCE İNSAN! 01-01-1970 03:00 BOŞ KONUŞMAK! 01-01-1970 03:00 SARI ÇİZMELİ MEHMET AĞA! 01-01-1970 03:00 TEVEKKÜL! 01-01-1970 03:00 FEDAKÂRLIK! 01-01-1970 03:00 GÜNÜ YAŞAMAK! 01-01-1970 03:00 ANLADIĞI DİLDEN! 01-01-1970 03:00 HEDEFİ GÖRMEK! 01-01-1970 03:00 SEVİYE! 01-01-1970 03:00 EĞER BİR ÇOCUK... 01-01-1970 03:00 YENİDEN BAŞLAMAK! 01-01-1970 03:00 DEĞER BİLMEK! 01-01-1970 03:00 SEVMEM! 01-01-1970 03:00 TABİATINA UYGUN! 01-01-1970 03:00 YENİDEN DOĞUŞ! 01-01-1970 03:00 26. KİLOMETRE! 01-01-1970 03:00 ROL! 01-01-1970 03:00 DEVRAN! 01-01-1970 03:00 DERİN SIR! 01-01-1970 03:00 SIR! 01-01-1970 03:00 TEL VE DİL! 01-01-1970 03:00 İLİM-İRFAN! 01-01-1970 03:00 SINIR KOYMAK! 01-01-1970 03:00 YA İSTİKLÂL YA ÖLÜM! 01-01-1970 03:00 ONUR! 01-01-1970 03:00 MUHAKEME! 01-01-1970 03:00