Değerli Dostlar; Özeleştiri ya da otokritik konusunu kaleme alalım istedim.

Özeleştiri (otokritik) : kişinin kendi düşünce, davranış ve eylemlerini nesnel eleştiriden geçirmesidir.

Öz Eleştiri günlük hayatımızda olumsuz olayların sebeplerini kendi bünyemizde araştırmaktır. Mantıklı yapıldığı zaman birçok sorunu ortadan kaldırarak hayat kalitesini yükseltme de önemli bir etkendir. Toplum tarafından bu hataların kişiye iletilmesi ve o kişinin hataları kabullenmesi olgunluk seviyesine ulaşmak konusunda önemli bir yol aldığını göstermektedir. Hiçbir insanın kusursuz olmadığı ve yaradılış bakımından insanların beşer olarak hata yapabileceği bilinmektedir.

Yapılan hataların sonucuna göre bir ders çıkartarak(ibret alarak) kişisel gelişimizdeki problemleri ortadan kaldırabiliriz.  Yapılan hataların bazen görülmemesi ve toplum sayesinde uyarılmak aslında kişisel gelişim açısından son derece önemlidir. Çünkü insan hayatı boyunca hata yapacaktır. Önemli olan hata sayısını azaltmak ve aynı hataları bir daha tekrarlanmasının önüne geçmektir.

Konunun ilham kaynağı aşağıdaki harika hikayedir.

*KURABİYE HIRSIZI

Bir gece kadının biri bekliyordu havaalanında. Uçağının kalkmasına daha epeyce zaman vardı.

Havaalanındaki dükkândan bir kitap ve bir paket kurabiye alıp kendisine oturacak bir yer buldu.

Kendisini kitabına öyle kaptırmıştı ki, yine de yanında oturan adamın olabildiğince cüretkâr bir şekilde aralarında duran paketten birer birer kurabiye aldığını gördü, ne kadar görmezden gelse de.

Bir taraftan kitabını okuyup, bir taraftan kurabiyesini yerken, gözü saatteydi, “kurabiye hırsızı” yavaş yavaş tüketirken kurabiyelerini. Kulağı saatin tik taklarındaydı ama yine de engelleyemiyordu tik taklar sinirlenmesini. Düşünüyordu kendi kendine, “Kibar bir insan olmasaydım, morartırdım şu adamın gözlerini!”

Her kurabiyeye uzandığında, adam da uzatıyordu elini. Sonunda pakette tek bir kurabiye kalınca “Bakalım şimdi ne yapacak?” dedi kendi kendine. Adam, yüzünde asabi bir gülümsemeyle, uzandı son kurabiyeye ve böldü kurabiyeyi ikiye.

Yarısını kurabiyenin atarken ağzına, verdi diğer yarıyı kadına.

Kadın kapar gibi aldı kurabiyeyi adamın elinden ve “Aman Tanrım ne cüretkâr ve ne kaba bir adam, üstelik bir teşekkür bile etmiyor!”. Hayatında bu kadar sinirlendiğini hatırlamıyordu.

Uçağının kalkacağı anons edilince bir iç çekti rahatlamayla. Topladı eşyalarını ve yürüdü çıkış kapısına, dönüp bakmadı bile kurabiye hırsızına. Uçağa bindi ve oturdu rahat koltuğuna, Sonra uzandı, bitmek üzere olan kitabına.

Çantasına elini uzatınca, gözleri açıldı şaşkınlıkla. Duruyordu gözlerinin önünde bir paket kurabiye! Çaresizlik içinde inledi, “Bunlar benim kurabiyelerimse eğer; ötekiler de onundu ve paylaştı benimle her bir kurabiyesini!” Özür dilemek için çok geç kaldığını anladı üzüntüyle, kaba ve cüretkâr olan, ”kurabiye hırsızı” kendisiydi işte.

 

*(Yazar: Valerie Cox’dan alıntıdır.)