Değerli Dostlar; bugün sizlerle “Narsist” hastalığından bahsetmek, bu hususu paylaşmak istiyorum.
Narsizm: Türkçe'ye özsever olarak geçen narsist kelimesi, öz-önemini abartan, hayranlık ve ilgi ihtiyacı olan, benmerkezci ve kibirli olmak ile karakterize kişileri tanımlamak için kullanılır. Narsist kişilik bozukluğu ise toplumdaki bazı bireylerin yükseltilmiş özgüven ile kendilerini sürekli diğer insanlardan üstün görmesiyle ortaya çıkan bir kişilik bozukluğudur. Diğer insanlara göre kendilerini üstün görürler. Çoğunlukla benmerkezci kişilik özellikleri ile beraber empati yoksunluğu, kişiliği fazlasıyla büyütme (abartma), başarıya ve güce bağımlı davranışlarla kendilerini belli ederler.
Bu hastalığı taşıyan insanlar çevremizde mevcut olup çok dikkat etmek gerekiyor.
Narsistik kişilik bozukluğu yaşayan kişiler muhteşem olmakta ısrar etmeleriyle bilinirler. Bu kimseler genellikle kibirli, üstünlük duygusuna sahip ve güç arayışı içinde olurlar.
Narsistik kişilik bozukluğu, yüksek bir özgüvene sahip olmaktan farklı bir durumdur. Bu kişilik bozukluğuna sahip bireyler başkalarının hislerini ve isteklerini göz ardı etmek pahasına kendilerini her şeyden değerli görürler ve sosyal statüsü ya da başarılarına bakmaksızın kendilerine üstünmüş gibi davranılmasını beklerler.
Bu hastalıktan mustarip olan kimselerin kırılgan egoları olabilir, eleştiriye karşı toleranssız olabilirler ve başkalarını küçümsemeye, kendilerini üstün görmeye eğilimli olabilirler.
Narsistik kişilik bozukluğu olan bireylerde aşağıdaki belirtilerin çoğu ya da tamamı görülmektedir:
• Kendini muhteşem görme ve başkalarından kendisine üstünmüş gibi davranmalarını bekleme
• Güç, başarı, zekâ, çekicilik vb. Konularla ilgili fantezilere takılıp kalma
• Kendinin tek ve eşsiz olduğuna, üstün olduğuna ve üst düzey insanlarla kurumlara denk olduğuna inanma
• Başkalarından sürekli olarak ilgi ve alaka bekleme
• Başkalarından özel muamele ve itaat görme hakkının olduğuna inanma
• Kişisel çıkarlarına ulaşmak için başka insanları kullanma, Dostlarına kızdıklarında kesin düşmanları baş tacı yaparlar
• Başka insanların hislerini, isteklerini ya da ihtiyaçlarını anlamak için çaba göstermeme
• Başkalarını kıskanma ve başkalarının da aynı oranda kendisini kıskandıklarını düşünme
• Küstah ve kibirli davranışlar sergileme,
Kendilerinden başkasına asla güvenmez ve dinlemezler. Bir kelime dedikodu alabilmek veya yapabilmek için çocuklarını dahi düşman olarak görebilirler.
Bu hastalıktan mustarip olan kişiler genellikle güç ya da başarıya ulaşma düşünceleriyle ya da dış görünüşleriyle çok uzun zaman harcarlar. Genellikle etraflarındaki insanlardan faydalanmaya çalışırlar. Bu tür davranışlar tipik olarak erken erişkinlikte başlar ve çeşitlenerek devam eder.
Tüm bu olumsuz davranışların altında genellikle hassas, kırılgan bir kişilik yatmaktadır ve bu benlik, en ufak bir eleştiriye karşı bile tahammülsüz ve çaresizdir. Narsistik kişilik bozukluğu hastaların hayatlarının birçok alanını etkiler; kişisel ilişkiler, iş hayatı, okul hayatı gibi.
Hastalar ihtiyaç duydukları ve hak ettiklerini düşündükleri ilgi ve alakayı elde edemediklerinde büyük bir mutsuzluk duyarlar. Ya da insanları küçük görerek sağlıksız ilişkilere sebebiyet verebilirler.
Hayatta başımıza gelebilecek en kötü olay dost bildiklerimizin bizi sırtımızdan vurmasıdır.
Yüce Allah sizleri gerçek ve ruh sağlığı yerinde dostlarla karşılaştırsın.