Değerli Dostlar, “hayata yapıcı olmak düsturu ile bakmalıyız.” Sizlerde biliyorsunuz ki; “Yıkıcı olmak kolay, yapıcı olmak zordur.”

Yani hayatta yıkmak kolay yapmak ise zordur. Bizler de mümkün olduğunca hayatta yapıcı olmayı tercih etmeliyiz.

Konunun ilham kaynağı aşağıdaki harika hikayedir.

Hindistan’da renklerin ustası anlamına gelen "Ranga Guru" adı verilen çok ünlü bir ressam varmış. Onun yetiştirdiği bir ressam olan Raciçi ise artık eğitimini tamamlamış, son resmini yaparak Ranga Guru’ya götürmüş ve ondan resmini değerlendirmesini istemiş. Rangu Guru ise,

– Sen artık ressam sayılırsın Raciçi, artık senin resmini halk değerlendirecek diyerek resmi şehrin en kalabalık meydanına götürmesini ve en görünen yerine koymasını istemiş. Yanına da kırmızı bir kalem koyarak halktan beğenmedikleri yerlere çarpı atmalarını rica eden bir yazı bırakmasını istemiş.

Raciçi denileni yapmış. Birkaç gün sonra resme bakmaya gittiğinde tüm resmin kırmızı çarpılar içinde olduğunu ve neredeyse hiç görünmediğini fark etmiş. Emeğini ve yüreğini koyarak yaptığı tablo kırmızıdan bir duvarmış sanki.

Üzgün bir şekilde resmi Ranga Guru’ya götürmüş ve ne kadar üzgün olduğunu belirtmiş. Ranga Guru üzülmemesini ve resme devam etmesini önermiş. Raciçi, resmi yeniden yapmış ve Rangu Guru’ya götürmüş. Rangu Guru, resmi tekrar aynı meydana asmasını ama bu sefer yanına bir palet dolusu çeşitli renklerde yağlı boya ve birkaç fırça ile bırakmasını istemiş. Resmin yanına da insanlardan beğenmedikleri yerleri düzeltmesini rica eden bir yazı bırakmasını söylemiş.

Raciçi resmi meydana götürüp Rangu Guru’nun söylediklerini yapmış. Birkaç gün sonra resmi görmeye gittiğinde resmine hiç dokunulmamış olduğunu görmüş. Çok sevinmiş ve koşarak Ranga Guru’ya gidip resme dokunulmadığını söylemiş. 

Bunun üzerine Ranga Guru ise öğrencisine şu sözleri söylemiş:

– Sevgili Raciçi, “sen ilk denemende, insanlara fırsat verildiğinde ne kadar acımasız eleştiri yapabileceğini gördün. Hayatında hiç resim yapmamış insanlar bile gelip senin resmini karaladı. Oysa ikinci seferde, onlardan hataları düzeltmelerini istedin, yapıcı olmalarını istedin. Yapıcı olmak, eğitim gerektirir. Hiç kimse bilmediği bir konuyu düzeltmeye kalkmaz. Sevgili Raciçi, mesleğinde usta olman yetmez, bilge de olmalısın. Emeğinin karşılığını ne yaptığından haberi olmayan insanlardan alamazsın. Onlara göre senin emeğinin hiçbir değeri yoktur. Sakın emeğini bilmeyenlere sunma ve asla bilmeyenlerle tartışma…”