(İtidal; soğukkanlılık, ölçülülük anlamlarına gelmektedir.)
Bir kimse her ne konuda olursa olsun ölçüyü o şirazeyi asla kaçırmamalı.
Şirazesi bozuk her şey yıkılıverip gidiyor. Her canlıyı geçtim bir taş bile belli bir enerjinin çekim kuvvetinde duruyor. Çekim frekansı düşse tekerlenip gidecek. Öyledir ya gerçekten bir taş değil her şey böyle.
Evet gerçekten itidali bir insan öylesine korkusuz durur ama bu korkusuzluk yüreğine taş bağlatmaz. Aksine onun itimadını kuvvetlendirir. Hani insan hep iyinliğine gitmek istiyor kimsenin ayağına taş olmamak için ama seni o kendi iyinliğinle yok ediyorlar. İtidal sahibi olmak işte bu hususta çok önemli.
Bazen de mizaç gereği itidali çok iyi tanırsın ama uygulayamazsın. Bir de hiç tanımayıp uygulayamayanlar var. En azından tanıyarak uygulayamamak daha iyi değil mi?
Nuri Bilge Ceylan'ın kış uykusu filminde geçiyordu. Bir kişi en dibine kadar kötülük yapsa bile hep iyilikle karşılık verilmesi gerektiğini. Çünkü kötülüğe kötülükle karşılık verince daha da büyür. Tek tür kötülük bu sefer birleşir iki tür kötülük olur. Aksine sen kötü davranışa iyi davranışla tepki versen zıt olan şeyler ya birbirini yatıştırır tamamlar ya da yok eder. Her halükârda iyilikle yaklaşmanın sonu yine iyiliğe çıkıyor. Filmde de bundan bahsedilmektedir. Bence izleyiciye vermek istediği mesaj tam da konumuz üzerine. Her ne olursa olsun sen itidalin eşliğinde hep gülümsemeyi ve gülümsetmeyi bileceksin. Aa bir de tabi ki de iyilikte diğer her şey gibi ehline gelmeyince sönüyor yeşermek yerine.
Hani bir söz vardır ya "ehline denk gelmeyen her şey ziyan olur" diye. Bu da o misal ziyan etmeden yeşertin iyiliklerinizi.
Unutmayın gelecek her bir nesil bugünün iyilik tohumlarına muhtaç o yüzyılda yeşerebilmesi için...