Değerli Dostlar; sizlerle “bir sayısı ve her işlemin özellikle 1’den başladığı, yok olurken de yine 1’den yok olduğu” konusunu paylaşalım istedim.

Her sayının farklı bir anlamı olması ile beraber özellikle bu durum numeroloji üzerinden değerlendirilir. Söz konusu 1 sayısı olduğu zaman ise saf enerji, güçlü irade ya da pozitif etki gibi durumlar üzerinden ele alınarak ifade edilir. Daha çok olumlu bir yapı üzerinden ele alınmak suretiyle değerlendirilen bir sayıdır.

Numeroloji, sayıların insan hayatındaki önemine ve etkilerine odaklanan bir inanç sistemidir. İnsanların isimleri, doğum tarihleri ve diğer sayıların analizi yapılarak kişilerin kişilikleri, gelecekleri ve hayatlarındaki olaylar hakkında bilgi vermeye çalışılır. Numerolojinin Türk İslam kültüründeki karşılığı ise “ebced”dir.

Numeroloji, tarihi Mısır, Yunan ve Hint kültürlerinde kökenlenir ve bugün hala popüler bir alternatif inanç sistemi olarak kabul edilir. Numeroloji uzmanları, insanların isimleri ve doğum tarihleri gibi sayıları inceleyerek kişilerin kişilikleri, yetenekleri, zayıflıkları ve gelecekteki olabilecek olaylar hakkında bilgi edinmeye çalışırlar.

1 (bir), bir sayı ve rakam. Doğal sayı sisteminde 2'den önce yer alır ve 0'dan sonra gelir. İlk sayma sayısıdır. Bir, başlangıç ve var olmayı ifade eder.

Bir : Bir öncelikle güçlü irade, pozitiflik, saf enerjiyi ele alır. Bir numara yeni başlangıçları ve saflığı yansıtır. Bir numaranın sembolik anlamı, Bir`in her iki tür eylemi temsil ettiğini anladığımızda daha iyi anlaşılır : fiziksel ve zihinseldir.

1 SAYISININ ANLAMI NEDİR?

Sayılar özellikle manevi açıdan birçok farklı anlam doğrultusunda değerlendirilir. Özellikle kişinin kendisine özel olan ve hayatında bundan numaralar doğrultusunda anlamlar öne çıkar. Bu bağlamda 1 sayısı için ise belli başlı anlamlar ifade edilir.

•      Güçlü irade

•      Saf enerji

•      Pozitiflik

Aynı zamanda bu sayı yeni başlangıçları ve saflığı ele alınarak temsil eder. Rakamlar içerisinde aynı zamanda Asil sayılar arasında olduğunu söylemek mümkün.

Diğer yandan hem fiziki hem de zihinsel olarak, iki değişik yönü temsil eden bir yapısı bulunur. Bu yönüyle önemli bir yere sahiptir ve kişinin farklı Zaman dilimlerindeki hayatına etki eder.

Hayat bir'den, ölüm bir'den;

Her işe başlangıç bir'den, bitirmek bir'den;

Yemeğe başlıyoruz lokmalarımız bir'den,

Bir ile ilgili bazı deyimler ve manalarını paylaşalım.

•  Bir abam var atarım, nerede olsa yatarım: Tek başına yaşayan bir kimsenin nerede olsa barınıp rahat edebileceğini anlatan söz.

•  (Hep) Bir ağızdan: (Ağızdan ses çıkarmak anlamını veren eylemlerin belirteci olur) Hep birlikte: Bir ağızdan türkü söylediler.

•  Bir alay: Bir çok, bir sürü, pek çok: Bir satır yazıda bir alay yanlışı çıkıyor.

•  Bir alem: Kendine özgü bir niteliği olan: Bodrum bu yıl bir alemdi. O çocuk bir alemdir.

•  Bir araya gelmek: Bir yerde toplanmak, buluşmak: Bütün terslikler bir araya geldi.

•  Bir aşağı bir yukarı: Amaçsız olarak gidip gelmeyi anlatır: Bir aşağı bir yukarı dolaşıp duruyor.

•  Bir atımlık barutu olmak (kalmak): (deyiminin anlamı) Bir konuda harcayacak şeyleri pek kıt olmak.

•  Bir avuç: Nitelediği şeye göre az ya da çok anlamında: Bir avuç toprak. Bir avuç insan. Bir avuç altın.

•  Bir ayak evvel: Bir an önce.

•  Bir ayağı çukurda olmak: Yaşayacak az zamanı kalmış olmak.

•  Bir bakıma: Başka bir görüş ve düşünüşle: Bir bakıma sende haklısın. Bir bakıma tutumları haddini bilmezlikti (İlgili cümle kaynağı: N. Cumalı).

•  Bir baltaya sap olmak: Bir iş sahibi olmak.

•  Bir bardak suda fırtına koparmak: Önemsiz bir işi büyütüp olay çıkarmak.

•  Bir ben, bir de Allah bilir: Anlatılan şeyin gerçeğini başkaları bilemez.

•  Bir boy: Bir kez, hele: Bir boy gidelim, bakalım ne olacak.

•  Bir boyda: Boyları eşit olan.

•  Bir bu eksikti: Sıkıntılı bir durum varken bir başkasının çıkması üzerine söylenir.

•  Bir çıktı, pir çıktı: Kendisinden beklenmeyen şeyler yapan kimseler için kullanılır.

•  Bir çırpıda: Bir ele alışta, çabucak.

•  Bir çift: (Söz için) Bir iki: Sana bir çift sözüm var dostum.

•  Bir çuval inciri berbat etmek: Bir şeyi düzelteyim derken tümünü bozmak; onarayım derken yıkmak.

•  Bir daha:

1.    Bir kez daha: Bir daha yaparsan döverim.

2.    Hiçbir zaman: Başladığı işe diretir, bir dediğinden bir daha dönmezdi (N. Cumalı). Bir daha size gelmem.

•  Bir daha yüzüne bakmamak: Darılıp ilgiyi, ilişkiyi kesmek.

•  Bir dalda durmamak: İşten işe ya da düşünceden düşünceye geçmek alışkanlığında olmak.

•  Bir damla: Pek az ya da pek küçük: Bir damla çocuğun yaptığı işlere bak.

•  Bir dediği bir dediğini tutmamak: Söyledikleri birbirine uymamak, tutarsız, gelişigüzel konuşmak.

•  (Birinin) Bir dediğini iki etmemek: Her istediğini hemen yapmak.

•  Bir defa (bir kere):

1.    Olup bitti anlatan cümlelere katılır: Bu iş oldu bir defa, ne yapalım.

2.    "İlkönce", "hele" anlamında da kullanılır: Bir kere sen benim dediğimi yap, ondan sonra istersen git.

3.    "Asıl önemli olarak" anlamına da gelir: Ev bir defa küçük, bundan başka, yeri de uzak.

•  Bir derece (bir dereceye kadar): Biraz: Bu sıcak bir dereceye kadar çekilir.

•  Bir deri bir kemik: Pek zayıf.

•  Bir dikili ağacı olmamak: Evi ya da mülkü olmamak.

•  Bir dirhem: Birazcık bile: Bir dirhem aklı yok.

•  Bir dirhem bal için bir çeki keçiboynuzu çiğnemek: Verimi az, zahmeti çok olan bir iş görmek.

•  Bir dostluk kaldı! Az bir mal kalınca satıcıların kullandığı bir özendirme deyimi: Karpuza gel karpuza! Haydi efendiler, bir dostluk kaldı!

•  Bir dudağı yerde, bir dudağı gökte: (edebiyat) Türk halk masallarındaki devleri, cinleri betimlerken kullanılan, büyüklük, irilik belirten bir söz.

•  Bir hayli: Epey, çok.

•  Bir hoş: Tuhaf bir şekilde.

•  Bir hoş olmak:

1.    Şaşırmak.

2.    Hüzünlenmek, bozulmak: Bir yol, akşam geç vakit, uzaktan uzağa seslerini duydum. Yüreğim bir hoş oldu. (Y. K. Karaosmanoğlu)

•  Bir hoşluğu olmak: Bir rahatsızlığı, bir neşesizliği olmak.

•  Bir içim su: Bir kadının çok güzel olduğunu anlatır.

•  Bir içim suya gitmek: Çok ucuza satılmak.

•  Bir kafada: Aynı düşüncede: Bu çocuklar hep bir kafada.

•  Bir kalemde: Birden ve toptan.

•  Bir kapıya çıkmak: Aynı sonuca varmak.

•  Bir karış: Çok kısa, çok az: Bir karış boyu var. Bir karış toprağı yok.

•  Bir karış beberuhi: (alay) Çok kısa, cüce.

•  (Elinden gelse, bıraksalar) Bir kaşık suda boğmak: Biri bir başkası için çok kin beslemek: Elinden gelse onu bir kaşık suda boğardı.

•  Bir kazanda kaynamak: Pek iyi anlaşmak, uyuşmak, bağdaşmak.

•  Bir kere: Aslında: Bir kere o çok yalancı.

•  Bir lokma, bir hırka: Geçim konusunda, yeme, içme ve giyinmede pek azla yetinildiğini anlatır.

•  Bir nefeste (solukta): (Söz ve içecekler için) Ara vermeden.

•  Bir nice: Bir hayli, birçok: Bir nice zaman sonra...

•  Bir numaralı: Birinci, başta gelen: O dünyanın bir numaralı futbolcusudur. Bir numaralı külhanbeyi.

•  Bir o kadar: Ne kadar varsa o kadar daha, bir misli.

•  Bir olmak:

1.    Hemen çabucak olmak: Başını yastığa koymasıyla uyuması bir oldu.

2.    Bir araya gelmek, iş birliği yapmak: Hepsi bir olmuşlar. Baba oğul bir oldular, evi onardılar.

Bir olmak ve birlik olmak” önemli olduğu için bu hatırlatma ile bu günkü yazımızı noktalayalım istedim.

(Bir sayısını kutsadığımı düşünmeyelim lütfen)