Değerli Dostlar, günlük hayatta çok sık kullandığımız bir kavram olan “çözüm” hususunda paylaşımda bulunalım istedim.
Çözüm: . Bir sorunun, bir düğümün çözülmesi, bundan elde edilen sonuç: Bir bilmecenin çözümü. Veya Bir yazın yapıtında düğümün açıklığa kavuşması olarak geçmektedir.
Bizim ele almak istediğimiz toplum içerisinde, insanlar arasında yaşanan problemlerin olumlu olarak sonuca kavuşturulması; problemin giderilmesidir.
Özellikle bizlerin günlük hayatta olaylara bakış açımızın çözüm odaklı olması çok önemlidir.
Günlük hayatta buna; “Ya bir yol bul ya bir yol aç ya da yoldan çekil” deniliyor.
Yalnız şu hususa çok dikkat etmeliyiz:
Çözüm odaklı olmamız çok güzel, lakin “Milli ve Manevi değerlerimizden” kesinlikle taviz vermemeliyiz.
Mevlâna Celalettin Rumi kendini yetiştirmek için Halep’e geliyor. Halep’e gelişinin altıncı ayında, serin bir bahar dönümü sürerken yaşanan ilginç bir hadise, onun genç yaşında olaylara nüfuz edişindeki derinliğe herkesi hayran bırakacaktır. Dava basit ancak çözümü oldukça sıkıntılı görünüyor. Bölge kadısı çaresiz bir halde Mevlâna Celalettin Rumi’nin kaldığı medreseye haber salıyor; İbnü’l-Adim ise bu problemin çözümünün Mevlâna'da olduğunu bildiriyor ve vakanın çözümüyle onu görevlendiriyor.
Adamın biri, yakınlardaki bir meyve ağacının tepesinde afiyetle birkaç meyve yerken bahçıvan geliyor, ağaçtan hemen inmesini ikaz ediyor. Ancak inatçı adam nefsine bu kadarcık yemişin çok görülmesine öyle kızıyor ki ortalığı ayağa kaldırıyor. Ayrıca “eğer bu ağaçtan aşağı inersen karım boş olsun” diye de büyük bir yemin ediyor. İşte bu sebepten tam 3 gün 3 gecedir ağacın üzerinde kalıyor.
Alimler çeşit çeşit fetvalar çıkarıyor, ancak pişman olan adamı yeminin ilgası hususunda tatmin edemiyorlar. Nihayet konu kendine devredilince, durumu diğerleri gibi ilk günden haber almış olan Mevlâna şu fetvayı veriyor: “Yeminin bozulmaması için adam, o ağaçtan başka bir ağaca geçsin ve oradan insin. Eğer bu ağacın yanında başka bir ağaç yoksa bir atın üzerine, sonra da yere insin. Böylece yemini bozulmamış olur.”
Nihayetinde dava bir anda kapanıyor. Mevlana’nın Kıvrak zekâsı bütün Halep'i kendine hayran bırakıyor.
Kendini çözemeyen kişi kendi dışında hiçbir sorunu çözemez. (Oğuz Atay)
Çözümde görev almayanlar, problemin bir parçası olurlar.
Engellerdeki fırsatları gören sorunlardan çözümler üretir. (Muhammed Bozdağ)
Sorunları yerdeki delikler gibi görün; kazıp derinleştirebileceğiniz gibi, üzerine toprak atıp kapatabilirsiniz de. (Ahmet Muhip Dıranas)
Varlık âlemi çarelerle dopdolu, ama Allah sana bir pencere açmadıkça hiçbir çaren yoktur. (Hz. Mevlâna)
“Kötü bir döneme girdiğinde ve her şey sana karşı gibi göründüğünde, bir dakika bile dayanamayacakmışsın gibi geldiğinde sakın pes etme… Çünkü işte orası, gidişatın değişeceği yer ve zamandır.” (Hz. Mevlâna)
Her problemi kolay yönünden ele al, hayatında rahat edersin; çünkü sen problemleri kolaylıklarıyla ele aldıkça çözümleri de kolaylaşacaktır. (Hz. Ali)