Eğer bir aptala laf anlatmaya çalışırsan, dışarıdan bakanlar iki aptalın sohbet ettiğini zanneder!”(Mahatma Gandhi)

Değerli Dostlar; idrak (algı), daha çok “idrak etmek” olarak hayatımızda çok fazla yer alan kavram ile ilgili paylaşımda bulunalım istedim.

İdrak Etmek; akıl erdirmek, anlamak, kavramak: erişmek, ulaşmak; ruh b. Algılamak olarak geçmektedir.

İdrak etmek yani algılamak sadece insana ait bir özelliktir. Fakat insanlarımızın çoğunluğu her ne sebepse algılama güçlüğü çekiyor ya da kendi işine geleni idrak ediyor; işine gelmezse idrak etmediğini belirtiyor veya öyle davranıyor.

Geçenlerde Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne gitmem gerekti.

Önceden randevu almalıydım saat 13.00 itibarıyla burada olacaksınız denildi. Saat 13 itibariyle ilgili bölüme vardığımızda sıra oluşturmak adına bir liste yapıyorlardı. Bizler de ismimizi yazdık ve beklemeye başladık. Daha sonra bölümdeki çalışan ilgili memur arkadaş geldi açıklama yaptı. Dedi ki “-Bugün ben tekim, dolayısıyla şuradaki isimlerden sizi çağıracağım. Hangi işiniz olursa olsun beni oyalamamak adına sıranız geldiğinde bana söyleyin. (İster muayene ister ilaç yazdırma ya da ilaç yenileme veya sonuç gösterme gibi hangi işiniz varsa yardımcı olacağım.)

İnanın bunu orada bekleyenlerin hepsinin duymasına rağmen defalarca görevli memurun yanına gidip izah etmeye çalışıyorlar. Görevli memur diyor ki; “Şu listeye isminizi yazın bekleyin. Sıranız geldiğinde ben zaten sizi çağıracağım. Size gerekli açıklamayı yapacağım."

Yok efendim bize şimdi söyle. Hatta birileri benim saat 13.00'te randevum vardı. “İyi de dedi görevli herkesin saat 13.00'te randevusu;  uygulamamız bu şekilde.” Anlatmakta o kadar güçlük çekti ki; ya insanlarımız herhangi bir konuyu anlamıyor ya da anlamak istemiyor. Bunu çocuktan gencine, gencinden yetişkinine, yetişkininden yaşlısına kadar herkes yapıyor. Görevli memur; “ismini söylediklerim, çağırdığım sıraya göre şöyle kuyruk oluşturun diyor.” En son ismi okunan koşa koşa en öne geçmeye çalışıyor. Bu durumu herkeste gördüğüm için paylaşmayı görev bildim.

Bize söylenileni iyi dinlemeli ve anlamalıyız. Bunun için de idrak etme gücümüzü geliştirmeliyiz ki hayat hem bize hem de çevremizdeki insanları yormasın. Ortam daha güzel olsun."

Hayatımız, Gandi’nin yukarı da aldığımız sözüne dönmesin.

Kurt ile Eşek tartışıyorlarmış

Kurt: Çimen yeşildir.

Eşek: Çimen sarıdır.

Tartışma büyüyünce Aslan olaya el koymuş. Kurt’a bir ay hapis cezası, Eşeğe de özgürlük kararı vermiş.

 Şaşkınlıkla Aslana yaklaşan Kurt; Hakikaten sen çimeni Sarı mı görüyorsun?

Aslan: Hayır yeşildir çimen.

 Kurt: O halde neden bana Bir ay hapis cezası veriyorsun?

Aslan:

Eşekle tartıştığın içindir bu ceza demiş.