Çocuklarına bahane bulan anneler, maalesef sayıları azımsanamayacak kadar fazla diyebilirim.

Benim çocuğum hırçın, benim çocuğum laf dinlemiyor, benim çocuğum teknoloji bağımlısı vs. Bir sürü sebep öne sürülüyor. Oysaki o çocukları yetiştiren şekil veren bizleriz. Ben çocukları hamura benzetirim ne şekil verirsek onu alır. Hamur da öyle değil mi ne istiyorsak onun şeklini veririz hamura. Simit istiyorsak simit şekli ekmek istiyorsak ekmek, poğaça istiyorsak poğaça bizim verdiğimiz şekillere göre hamur şekil alıyor öyle değil mi ama.

İşte çocukta böyledir daha anne karnındayken bizi duymaya başlar ve bizim ruh halimizden etkilenirler. Dünyaya geldiği andan itibaren de sizin her dediğinizi anlar. Hani halk arasında çok yaygın bir laf yardır ya "çocuk anlamaz "diye o kadar yanlış bir kavramı ki çocuklar her şeyi en iyi şekilde anlar ve bizlerden daha iyi kavrar. Yeter ki bizler çocuklarımızı en güzel şekilde eğitelim ve onlara çok güzel örnek olalım. Vereceğimiz kararlarda tutarlı olalım. Mesela teknoloji ile geçireceği zamanı süreli bir hale getirelim.

Aldığımız kararı ağlamaya başladığında yeter ki sussun diye bozmayalım. Kararlı olun sizin kararlı olduğunuzu görünce çocukta daha fazla direnmeyecektir. Ama siz ilk ağladığı da karardan vazgeçerseniz bir daha fazla ağlayarak yine istediğini yaptıracaktır. Nasıl olsa ağladığımda dediğim yapılıyor algısı oluşturursunuz çocuklarda. Çocuklarla göz teması kuraraktan sohbet edin onlarla ettiğiniz sohbetin tadını bir alsanız inanın çocuğunuzla sohbet etmek için sizler daha fazla zaman ayıracaksınız.

Alışverişe gitmeden önce çocuğunuzla konuşun. Alışverişte çocuğunu azarlayan anneler bir şey aldırmak için avazı çıktığı kadar ağlayan bağıran çocuklar;  karşıdan bakınca bu manzaralar hiçte hoş durmuyor doğrusu. Bu manzaranın yerine birlikte eğlenerek vakit geçirmekte bizlerin elinde. Yeter ki bizler çocukla olan diyaloğumuzu koparmayalım kendimiz iyi vakit geçirmek için onları ihmal etmeyelim ne ağlatalım ne de gereksiz şeyler alalım.

Çocuklar o kadar akıllılar ki onlara bir şey anlamaz yaftasını yakıştırmayalım.

Neden benim çocuğum laf dinlemiyor demeden önce ben nerede yanlış yapıyorum sorusunu sorun kendinize.

Gerek sözlerinize gerek ise davranışlarınıza onlara örnek olduğunuzu unutmayın.

Çocuk çocukluğunu yaşamalı gerektiği gibi oynamalı, koşmalı, zıplamalı dışarı çıkmalı. Eline tablet veya telefon alarak veya televizyon başında saatlerce hiç yerinde kalkmadan kendini kaptırması ne kadar doğru. Gerek göz sağlı gerek ise ruh sağlığı için yapmayın lütfen.

Çocuklar çok zaman geçiriyor diye bazı anneler telefonlarını saklıyor, bazıları komşuya verdik diyor bazıları bozuldu diyor bu doğru bir çözüm yolu mu sizce hem işin içine yalan katmış oluyorsunuz hem de çocuğu bu davranışından vazgeçirememiş. Bunlarla çok vakit geçirmenin ne kadar zararlı olduğunu ona anlatın. Geçici şeylere başvurarak sorunu ortadan kaldırmış olmuyorsunuz. Birlikte vakit geçirmeye özen gösterin kitap okuyun resim yapın oyun oynayın masallar anlatın kendi çocukluğunuzu yaşanmış tatlı olayları anlatın. Bakın bakalım çocuğunuz sizin sözünüzü dinliyor mu dinlemiyor mu?

Bir de bir şeylere kural koyarken neden o kuralı koyduğunuzu açıklayın. Böyle yaparsanız çocuk kendi için neyin iyi neyin zararlı olduğunu ve sizin her zaman çocuğunuz için en iyisini yaptığınızın bilincine varır.

Çocuk bakıp büyütmeyi, onların beslenme, giyinme ve barınma ihtiyaçlarını gidermekten ibaret sanmayın. Onların kalplerine dokunun hislerini okşayın.

Her fırsatta öpün sevin. Sevdiğinizi söyleyin . Bahaneleri kaldırın. Çocuğunuzla yeni bir hayata göz kırpın.

Sevgiyle kalın sevgi yayın hoşçakalın

 

Fatma Şahin Sungur