CAFER AKSAY
Köşe Yazarı
CAFER AKSAY
 

AKIŞINA BIRAK!

Değerli Dostlar; “Hayatı akışına bırakmak “ konusunu paylaşalım istedim. Hayatta olumlu ya da olumsuz her türlü gelişme ile karşılaşmanız çok doğaldır. İnişler, çıkışlar, mutluluk, hüzün, neşe, hayâl kırıklıkları hayatın içinde vardır. Karşımıza çıkan her durumla mücadele etmemiz önemlidir. Ancak bazı zamanlarda da hayatı akışına bırakmak gerekir. Stres ve gerginliklerle dolu bir dünyada yaşıyoruz. Sadece kendi hayatımızda değil çevremizde olan bütün gelişmeler de bizi doğrudan veya dolaylı olarak etkiliyor. Peki olumsuzluklardan etkilenmeden kendi iç dünyamızı nasıl huzurlu hale getirip mutlu olabiliriz? “Bana fark etmez” durumunu ele alalım istedim. Hayatımız sadece güzellikler veya sadece olumsuzluklardan oluşmuyor. İnişler, çıkışlar, mutluluklar, hayal kırıklıkları hayatın doğal akışı içinde olağan şeyler. Bizim çizgimizi belirleyen ise karşımıza çıkan bütün bu durumları nasıl karşıladığımız oluyor. “Bana fark etmez” düşüncesini mutluluğa açılan kapı olarak tanımlayabiliriz. Bunun İçin;  KAFAYA TAKMAMA SANATI  ‘Bana fark etmez’ felsefesini hayatı boş verme gibi değil kafaya takmama sanatı olarak  düşünebiliriz. Kendimizle ilgili veya çevremizde bizi etkileyen olumsuzlukları, stres kaynaklarını, kendimize zarar vermeyecek şekilde kabul etmeliyiz . Bunca stres ve gerginliğin olduğu günümüz dünyasında insanın kendi iç dünyasını kontrol edebilme hali, huzuru ve mutluluğu beraberinde getirir. Bu bilinç standardına erişmenin ve iç dinginliği yakalamanın formülü de olan biteni abartılı şekilde kafaya takmamaktan geçer. HER ŞEYİ KONTROL EDEMEYİZ  Hayatta önümüze net ve kesin planlar koyduğumuz zaman hayal kırıklıkları yaşayabiliriz. Kısa vadeli hedeflerin gerçekleşmesi zordur. Onun yerine daha uzun vadeli ve geniş çerçevede hedefler koymak daha iyidir. Örneğin hayalinizde bir araba varsa kendinizi kesin bir zaman, marka, renk konusuna odaklamayın. Onun yerine zaman ve markadan bağımsız olarak sadece araba hayalini kurmak sizi hedefinize daha kolay ulaştıracaktır. Takıntı yapmak yerine hayatı biraz akışına bırakıp sizi nereye götürdüğüne bakmak gerekir. Her şey kontrolümde olsun mantığı doğru değildir.  SU AKAR YOLUNU BULUR  Bazen hayatla ilgili öyle planlar kurarız ki gerçekleşmediğinde büyük hayal kırıklıkları yaşarız. Ancak yıllar sonra geriye dönüp baktığımızda çok kez “iyi ki olmamış” deriz. Elbette planlarımız, hedeflerimiz olacak ve bu doğrultuda çalışacağız ama bunları takıntı haline getirip, şartları fazlasıyla zorlamak mutsuzluk ve üzüntüyü de beraberinde getirebilir. Bir şeyi istemek ayrı, bilinçaltımıza ve evrene bunu empoze etmeye çalışmak ayrı şeylerdir. Bu yüzden olayları biraz da akışına bırakmak gerekir. Bir konuda elimizden gelenin en iyisini yaptıktan sonra olası bir olumsuz sonuçta kendimizi perişan etmemeliyiz.  “HAYAT VARILAN YER DEĞİL GİDİLEN YOLDUR” Hayatı akışına bırakmak kendi hayatımız, amaçlarımız ve mutluluğumuz için elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışmaktır. Hedeflerimize ulaşamamış olmamız bizi mutsuz etmemeli, aslen gittiğimiz yoldan mutlu olmalıyız. Günümüzde karşılaştığımız hastalıkların birçoğunu beyin üretir. Stres, kendimizden memnun olmama hali bize hastalık olarak geri döner. İnsanların kendi kendini kontrol edebilme hali içsel huzur ve konfor sağlar.  BAŞKALARININ NE DÜŞÜNDÜĞÜNÜ DEĞİL KENDİZİ DÜŞÜNÜN (Bu durumu bencillikle karıştırmayalım.) Hayatınızın farklı dönemlerinde çevrenizde sizi aşağıya çekmek isteyen insanlar olacaktır. Başkalarının düşüncelerine göre kendi hayat çizginizi değiştirmeyin. İnsanın sosyal yaşamda genelde 3 temel isteği vardır; kabul edilme, beğenilme, takdir edilme. Eğer başkalarının sizi beğenmesini, takdir etmesini kendiniz için vazgeçilmez olarak görürseniz bunun esiri haline gelirsiniz. Seçtiğiniz yol ve düşünceleriniz sizin tercihlerinizdir ve başkasını ilgilendirmez. Başkalarının düşüncesine ‘bana fark etmez’ derseniz kendi yolunuzda mutlu olursunuz. Başkalarının düşüncelerini önemsemeyen insan özgüvenli insandır.  İLİŞKİLERDE "BANA FARK ETMEZ" ÖZELLİĞİ Özel hayatta yani ikili ilişkilerde de durum farklı değildir. İkili ilişkilerde bazı insanlar karşısındakine bağımlı hale gelir.” Sensiz yaşayamam!” deme hali buna örnektir. Bu hususa “içinde bulunulan duruma hazır olma durumu” diyebiliriz. Bu durumun panzehiri de ‘bana fark etmez’ özelliğidir. Bu yaklaşım ilişkiyi önemsememe hali değildir. ‘Yarın sen olmasan da ben kendi ayaklarımın üzerinde durabilirim’ demek büyük bir güçtür. ALTI AYDA BU AŞAMAYA GELMEK MÜMKÜN  ‘Bana fark etmez özelliğine ulaşan insan anda kalmayı başarır, geçmişe takılı olmaz. Takıntılarından kurtulur, başkalarının kendisiyle ilgili davranışlarını, düşüncelerini önemsemez. Bu felsefeyi benimseyip her gün ‘bugün daha mükemmel bizi oluşturuyoruz’ fikrine ulaşan kişi altı ay içinde ‘bana fark etmez’ özelliğine ulaşacak ve iç huzurunu sağlayacaktır.
Ekleme Tarihi: 04 Ağustos 2025 -Pazartesi

AKIŞINA BIRAK!

Değerli Dostlar; “Hayatı akışına bırakmak “ konusunu paylaşalım istedim.

Hayatta olumlu ya da olumsuz her türlü gelişme ile karşılaşmanız çok doğaldır. İnişler, çıkışlar, mutluluk, hüzün, neşe, hayâl kırıklıkları hayatın içinde vardır. Karşımıza çıkan her durumla mücadele etmemiz önemlidir. Ancak bazı zamanlarda da hayatı akışına bırakmak gerekir.

Stres ve gerginliklerle dolu bir dünyada yaşıyoruz. Sadece kendi hayatımızda değil çevremizde olan bütün gelişmeler de bizi doğrudan veya dolaylı olarak etkiliyor. Peki olumsuzluklardan etkilenmeden kendi iç dünyamızı nasıl huzurlu hale getirip mutlu olabiliriz? “Bana fark etmez” durumunu ele alalım istedim.

Hayatımız sadece güzellikler veya sadece olumsuzluklardan oluşmuyor. İnişler, çıkışlar, mutluluklar, hayal kırıklıkları hayatın doğal akışı içinde olağan şeyler. Bizim çizgimizi belirleyen ise karşımıza çıkan bütün bu durumları nasıl karşıladığımız oluyor. “Bana fark etmez” düşüncesini mutluluğa açılan kapı olarak tanımlayabiliriz.

Bunun İçin;

 KAFAYA TAKMAMA SANATI 

‘Bana fark etmez’ felsefesini hayatı boş verme gibi değil kafaya takmama sanatı olarak  düşünebiliriz.

Kendimizle ilgili veya çevremizde bizi etkileyen olumsuzlukları, stres kaynaklarını, kendimize zarar vermeyecek şekilde kabul etmeliyiz .

Bunca stres ve gerginliğin olduğu günümüz dünyasında insanın kendi iç dünyasını kontrol edebilme hali, huzuru ve mutluluğu beraberinde getirir. Bu bilinç standardına erişmenin ve iç dinginliği yakalamanın formülü de olan biteni abartılı şekilde kafaya takmamaktan geçer.

HER ŞEYİ KONTROL EDEMEYİZ 

Hayatta önümüze net ve kesin planlar koyduğumuz zaman hayal kırıklıkları yaşayabiliriz.

Kısa vadeli hedeflerin gerçekleşmesi zordur. Onun yerine daha uzun vadeli ve geniş çerçevede hedefler koymak daha iyidir. Örneğin hayalinizde bir araba varsa kendinizi kesin bir zaman, marka, renk konusuna odaklamayın.

Onun yerine zaman ve markadan bağımsız olarak sadece araba hayalini kurmak sizi hedefinize daha kolay ulaştıracaktır.

Takıntı yapmak yerine hayatı biraz akışına bırakıp sizi nereye götürdüğüne bakmak gerekir. Her şey kontrolümde olsun mantığı doğru değildir.

 SU AKAR YOLUNU BULUR 

Bazen hayatla ilgili öyle planlar kurarız ki gerçekleşmediğinde büyük hayal kırıklıkları yaşarız. Ancak yıllar sonra geriye dönüp baktığımızda çok kez “iyi ki olmamış” deriz.

Elbette planlarımız, hedeflerimiz olacak ve bu doğrultuda çalışacağız ama bunları takıntı haline getirip, şartları fazlasıyla zorlamak mutsuzluk ve üzüntüyü de beraberinde getirebilir.

Bir şeyi istemek ayrı, bilinçaltımıza ve evrene bunu empoze etmeye çalışmak ayrı şeylerdir. Bu yüzden olayları biraz da akışına bırakmak gerekir. Bir konuda elimizden gelenin en iyisini yaptıktan sonra olası bir olumsuz sonuçta kendimizi perişan etmemeliyiz.

 “HAYAT VARILAN YER DEĞİL GİDİLEN YOLDUR”

Hayatı akışına bırakmak kendi hayatımız, amaçlarımız ve mutluluğumuz için elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışmaktır.

Hedeflerimize ulaşamamış olmamız bizi mutsuz etmemeli, aslen gittiğimiz yoldan mutlu olmalıyız. Günümüzde karşılaştığımız hastalıkların birçoğunu beyin üretir.

Stres, kendimizden memnun olmama hali bize hastalık olarak geri döner. İnsanların kendi kendini kontrol edebilme hali içsel huzur ve konfor sağlar.

 BAŞKALARININ NE DÜŞÜNDÜĞÜNÜ DEĞİL KENDİZİ DÜŞÜNÜN (Bu durumu bencillikle karıştırmayalım.)

Hayatınızın farklı dönemlerinde çevrenizde sizi aşağıya çekmek isteyen insanlar olacaktır.

Başkalarının düşüncelerine göre kendi hayat çizginizi değiştirmeyin. İnsanın sosyal yaşamda genelde 3 temel isteği vardır; kabul edilme, beğenilme, takdir edilme.

Eğer başkalarının sizi beğenmesini, takdir etmesini kendiniz için vazgeçilmez olarak görürseniz bunun esiri haline gelirsiniz.

Seçtiğiniz yol ve düşünceleriniz sizin tercihlerinizdir ve başkasını ilgilendirmez. Başkalarının düşüncesine ‘bana fark etmez’ derseniz kendi yolunuzda mutlu olursunuz. Başkalarının düşüncelerini önemsemeyen insan özgüvenli insandır.

 İLİŞKİLERDE "BANA FARK ETMEZ" ÖZELLİĞİ

Özel hayatta yani ikili ilişkilerde de durum farklı değildir. İkili ilişkilerde bazı insanlar karşısındakine bağımlı hale gelir.” Sensiz yaşayamam!” deme hali buna örnektir. Bu hususa “içinde bulunulan duruma hazır olma durumu” diyebiliriz.

Bu durumun panzehiri de ‘bana fark etmez’ özelliğidir. Bu yaklaşım ilişkiyi önemsememe hali değildir. ‘Yarın sen olmasan da ben kendi ayaklarımın üzerinde durabilirim’ demek büyük bir güçtür.

ALTI AYDA BU AŞAMAYA GELMEK MÜMKÜN 

‘Bana fark etmez özelliğine ulaşan insan anda kalmayı başarır, geçmişe takılı olmaz. Takıntılarından kurtulur, başkalarının kendisiyle ilgili davranışlarını, düşüncelerini önemsemez.

Bu felsefeyi benimseyip her gün ‘bugün daha mükemmel bizi oluşturuyoruz’ fikrine ulaşan kişi altı ay içinde ‘bana fark etmez’ özelliğine ulaşacak ve iç huzurunu sağlayacaktır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve erdemliajans.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

04
Ağustos
28
Temmuz
20
Temmuz
14
Temmuz
09
Temmuz
30
Haziran
19
Haziran
10
Haziran
01
Haziran
24
Mayıs
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.