Sevgili dostlarım size yeni bir yazıdan daha merhaba. Bugün sizlerle can sıkıcı önyargı durumları ile önyargının kaynağından bahsedeceğiz.
Öncelikle sizlerle önyargı kelimesinin toplumbilim terimini paylaşacağım.
Önyargı; Bireyde öteki bireylere toplumsal kümelere karşı sevgi ya da düşmanlık duygusu uyanmasına yol açan, koşullanmış bir duygusal tutumu yansıtan sığ inanç.
Dikkatinizi çekerim sığ inanç diyor. Sığ inanç bir insanın düşünce penceresini tek pencere ile kısıtlamasıdır. Bu yüzden bu tür insanlardan şu lafları çok duyarsınız.
1)Sen bu sınavı kazanamazsın.
2)Bu işte başarılı olamayacaksın.
3)Bir baltaya sap olamayacaksın.
4) Bu proje tutmaz.
5)Geleceğinin parlak olmasından emin olma.
6)Benim akrabam yaptı çalıştı olmadı o halde sende yapamazsın.
Bu cümlelerin benzerlerinin kurulduğu bir dönemden geçtim. Lakin kim ne derse desin insan inandığı yolda çaba sarf ederek ilerliyorsa yılmıyorsa emin adımlar atıyorsa bilin ki herhangi birisi hiç umrunda olmaz. Bu yürüdüğü yola bağlı kalıp inançlı insan elbet bir gün ödülünü alacaktır. Tıpkı benim gibi.
Ben dönüştürüm evi projesini başladığımda 12. Sınıfın 2. Ayı idi. Beni çok fazla yaftaladılar. 'Proje tutmaz, kabul ettiremezsin, dersinden eksik kalırsın diye gırla önyargılar. Buna cevaben ben projeyi kabul ettirip hayata geçirdim ve şimdi 18 yaşında olmama rağmen kendi kafemi açmaya hazırlanıyorum. Kafem Erdemli 'de olacağı için üniversitemi de burada okumaya karar verdim. İşletme Bölümü okuyarak bir yerin işletimi hakkında hem tecrübe kazanacağım hem de detaylı bilgi alacağım. Bunun yanı sıra belirtmek istiyorum ki projenin asıl amacı yardımlaşmaktır.
Biz yaptığımız yere özel çocuklara bir kullanım alanı oluşturmak istemiştik. Sonradan müdürlerimle istişare edince benim bu alanı parasal olarak değerlendirip doğrudan yardım edebileceğimi önerdiler. Ben de bu fikri ortaya koyarak aylık kazancımın yüzde onunu bağış etmeye karar verdim.
Hayırlısıyla "bismillah "diyeceğim.
Kendinize iyi bakın .Sağlıcakla kalın.