Değerli Dostlar; genelde birlikte anılan “disiplin ve başarı” konusunu paylaşalım istedim.
Disiplin; Bilimsel açıdan ele alındığı vakit disiplin insan ve hayvan davranışları üzerinden, canlı varlıkların ait olduğu topluma uygun hale getirilmesidir. Aynı zamanda eğlenme de eylemsizlik üzerinden belirli bir sisteme dayalı olarak, bu sisteme uygun şekillenme olarak da ifade etmek mümkün. Belli kural ve düzeni olması ile beraber, günlük hayat içerisinde birçok farklı alanda kullanıldığını ifade etmek mümkündür.
Disiplin ilk olarak ailenin, sonrasında da toplumun içindeki denge ve düzenin sağlanmasında büyük önem taşır. Bu noktada çoğunlukla disiplin kavramı; katı ve cezaya dayalı olarak değerlendirilebilir fakat gerçek anlamda disiplin çocuğun topluma uyumunu sağlamaya ve ilerideki sosyal hayatını sağlıklı bir biçimde oluşturmaya yoğunlaşarak davranışı yönlendirmeyi amaçlamaktadır. Dolayısıyla gerçek anlamda disiplin, kızgınlık ya da sertlik içermez; kararlılık, düzen ve belirlenmiş kurallara işaret eder. Disiplin çocuğa istenilen davranış ve alışkanlıkları öğretmek, kendi kendini denetleme ya da iç denetim olan ahlak gelişimini sağlar. Disiplin bir anlamda çocuğun sahip olduğu sorumluluklarıyla yaptığı hareketlerinin, doğal ve sosyal sonuçlarını kabul etmesidir. Bu da ancak çocuğunun davranışı içselleştirmesi ile sağlanabilir, dıştan gelen bir zorlamayla olmaz. Bu zorlama aileye sadece geçici çözümler sağlayacağı gibi çocuğun bir sonraki istenmeyen davranışını pekiştirir.
Genelde başarının olmazsa olmazı disiplinli bir hayat ve çalışmadır.
Konunun ilham kaynağı aşağıdaki harika hikayedir.
Evi terk etmeye karar vermişti.
“Diş fırçalarken suyu açık bırakma”
“Salondan en son kim çıktı? Işıklar neden açık”
“Makası neden yerine bırakmıyorsun?” Gibi babasının ikaz ve söylemlerine dayanamıyordu.
Sabah bir iş görüşmesine gidecekti ve eğer kabul edilirse aile evini bırakıp, kedisine bir ev kiralayacaktı. Artık kendi hayatını yaşamak istiyordu.
Sabah, babası onu kapıda uğurladı.
– Dikkatli ol ve bütün soruları cevaplamaya çalış, oğlum dedi.
Görüşme adresine gelince, kapıda bekçi yoktu. Bahçe kapısı açıktı ama sürgülü kilidinin demiri dışarıdaydı, giren çıkan herkes bu demire değiyordu. Hemen kilit sürgüsünü geri çekti ve içeriye girdi. Bahçede bir hortum suyunu boşa akıtıyordu. Onu aldı ve sulasın diye bir ağacın dibine bıraktı. Bir avluya girdi, duvar dibinde boşa çalışan bir vantilatör gördü. Gayrı ihtiyarı bir hareketle, vantilatörü kapattığını fark etti. Artık huyu nefsine galip geliyordu. Kendisini tuhaf hissetti.
Oradan küçük bir odaya girdi. Üzerindeki okla görüşme salonuna gider, yazan bir kağıt ters bir şeklide asılı duruyordu. Kağıdı düzeltip, görüşme salonuna girdiğinde diğer adaylar oturmuş sıralarını bekliyorlardı. Salonun ışıkları açıktı ve günün ışığı yeterince her yeri aydınlatıyordu. Aldırmak istemedi fakat babasının sesini duyar gibi oldu sanki “kapatın bu ışıkları” diyordu. Bu ses dikkatini dağıtıyordu. Duramadı hemen gidip ışıkları kapattı ve sırasını beklemek için bir kenara oturdu.
Sırası gelince görüşme odasına çağrıldı.
Masanın öbür tarafında oturan kişi evraklarını istedi. Diplomalarını inceledikten sonra, işe ne zaman başlayabileceğini sordu. Bunu bir tuzak saydı ve imtihanın bir parçası olmalı. Dedi kendi kendine. Ne cevap vereceğini bilemedi.
Tedirginliği yüzüne yansımaya başladı.
Karşısındaki adam; Neyi düşünüyorsunuz? Diye sordu
Biz burada kimseye soru sormadık. Adayları cevaplarıyla değil davranışlarıyla değerlendirmek istedik. Adaylardan hiç birisi senin gibi davranmadı. Bahçe girişinden itibaren herkesi izledik. Açık sürgü kilidi, boşa akan su, vantilatör, ışıkları ve ters kağıt hepsi imtihanın birer aşamasıydı. Bu sınavı başarılı bir şeklide tek sen geçtin. Yeni işin hayırlı olsun.
Babasının disiplini ve sürekli ikazlarına, kızması geldi aklına ondan pişmanlık duydu ve bu işi sadece disiplinle kazandığını anladı. Eve çok mutlu döndü.
Hayatta başarılı olmanın yolu, disiplin ve çevremize gösterdiğimiz sorumluluktan geçiyor.