Merhaba sevgili dostlarım;
Bugün sizlerle öğrenmenin süreklilik getirdiğini ve oldum denilmesinin ölümden bir farkı olmadığını göz önüne alacağız.
İnsan öyle bir canlı ki varlığı bedeniyle bir olduğu sürece eğitimi son bulmuyor. Düşünün ki ölümünüze 1 gün kaldı ve sizin en azından bir bilgi bile öğrenecek hayatınız var. O bilgi de ölümün ne olduğudur. Allah (c.c) "Her nefis ölümü tadacaktır." buyuruyor. Fakat bizler bildiğimizi varsaydığımız ölümü bile bilmiyoruz. Çünkü deneyimlemedik. Örneğin vatandaşın biri diyor ki 'Ben şimdi oldum' bende diyorum 'Hah sen şimdi öldün'.
Aslına bakılırsa bu iki kelime birbirine çok yakın. Farzedin ki siz çiçekten bir meyveye dönüşen canlısınız. Ve olgunlaşma zamanınız geldi. Sizde olgunlaştığınızı düşündünüz ve birisi sizi dalınızdan koparıp yedi.
Ölüm de bunun gibi bir şeydir. Ne zaman olgunlaştım dersiniz o zaman ölürsünüz. Mesela ben hayatımdan "asla , oldum, kin" gibi kelimeleri duygu düşünce ve varoluş sebebimle kaldırdım. Daha doğrusu hiç dahil bile etmedim.
Benim hayatımda kariyer planlarım belirli bir sisteme göre kurulu değil. Çünkü sistem ve günümüzün şartları fazlasıyla değişken. Yazı yazıyorken, ingilizce öğretmenliği okumak istiyorum. Bunun yanı sıra şu an bir proje yürütüyorum. Ve yine bununla birlikte dijital sertifika almaya çalışıyorum. Gördüğünüz gibi dördü de farklı alanlar ama değişken dünyaya ayak uydurmak gerek. Hakikaten bu yaptıklarımın beni sürekli aktif etmesi karakterime de olumlu katkılar sağlıyor. Sevgili dostlar biraz kendimden örnek vererek size bağıntıları anlatmaya çalıştım. Hayırlı günler dilerim.
Not; Geçmişe ek ki , gelecekte biç.