Sevgili dostlarım geçen gün bir haber okudum. Tüylerim hâlâ sinirden diken diken oluyor. Güya ömrünü sanat uğruna adamış bir hanımefendi özüne, köküne hakaret ediyor.
Sizin sanat dediğiniz şey yaşadığı toplumun değerlerini zedelemek, toplumun değer algısını yerle bir etmek oluyor.
Aslında sanat insanları birleştirici bir güce sahiptir. Asla ayrıştırıcı olmamalıdır. Kimden bahsettiğimi gündemdeki haberlere bakarsanız görmeniz işten bile değil.
Bu kişi yaş almış ama yaşken eğilememiş bir ağaçtır. Biz bu ağacı özümüze kadar kök salmasına izin veremeyiz.
Hepimizin başlangıcı Hz. Adem ile Havva'nın oluşumuyla var olmuştur.
En azından Türkiye'nin %80'nin müslüman olmasıyla yola çıktığım bir gerçektir.
Bu gerçeğe ne ben ne de bir başkası dil uzatabilir. Bahsettiğim saygı tüm dünyada böyle olmak zorundadır. Benim yaptığımda kendimce bir sanat fakat ben kendi inancım dışında herhangi bir inanışa çamur atarsam o çamur kariyerime sıçrar.
Zaten benim merceğimdeki kişi de yaşadığı toplumun inanışına 'cehalet' söyleminde bulundu. Ama o da haklı cahili cühela hareketlerini sere serpe sergilemesine bizim toplumumuzun bazı kesimleri müsamaha gösterdi.
Eee ne demişler;
Yılan sevme,
Dolanır ayağına.
Yalakalık etme,
Hayvanların sulağına.
Hayasızları yüceltme,
Allahın yüceliğine
(Haşa Allah tek yüce varlıktır. )