Sevgili dostlarım sizlere yaşamınızı anlamlı kılabilmeniz hakkında gözlemcisi olduğum ve içinde bulunduğum tecrübe sürecinden kesitler vereceğim.
Öncelikle yeni yılınız daha hayırlı ve bereketli geçsin inşallah. Söze Yunus Emre'nin bakış açısıyla başlarsak hayat bir oyalanma sürecidir. Asıl hakikat ahirettedir. En azından benim inanışıma göre bu böyledir. Buyrun olayın özüne inelim.
Ben insanlara iyi geldiğimi ve eğer bana birşey danışırlarsa da onları doğru yönlendirebildiğini düşünüyorum. Çünkü kendi hayatımı iyi bir şekilde planlayıp, kendime ayak uydurtuyorum. Plandan bahsetmişken düzen ve disiplinin hayatın vazgeçilmez parçalarından biri olduğunu düşünüyorum. Nerede okuyacağıma, nereden ev alacağıma, hangi arabayı alacağıma kadar herşeyi ince ince planladım. Kimi seveceğimi bilmek gibi "ansızın(spontane)" yaşanan konulardan bahsetmiyorum. Yaşamın tadına varabilmek için sevgi, saygı ve planı hazır bir tablo gereklidir. Kimisi "anı yaşa gitsin " diyebilir. Haklısınız, zaten ben bir robot değilim. Ama hedefe giden yolda anlık gelişen durumlar dışında planlı yaşamaktan geri çekinmem.
Gelelim benim yaşamın tadını, hazzını nasıl alabildiğimi fark etmeme. Bundan 1,5 sene önce okullar kapatılırken ben çok umutsuzdum. İleride bu eksiklikleri nasıl gideceğimi, meslek seçimimin doğru olup olmayacağı gibi tereddütler silsilesi ileriyi göremez vaziyette olmama sebep oldu. Sonra okul açıldı, sağolsun hocalarımız beni motive etti ve başarabileceğime inandım. Kendime hedef koydum. Hedef koyduğunuz yolda canla başla çalışıp hedefe yaklaşmanın sevincini yaşamak sizi hayata o kadar sıkı bağlıyor ki artık hayatın nasıl geçtiğini anlayamıyorsunuz. Bana göre ileriyi görerek planlı yaşamak zorluklara karşı korur çünkü Hz. Nuh Peygamberimiz bile gemisini yağmurun hiç olmadığı dönemlerde yapmıştır. Demem o ki umudun olmadıktan sonra neye yarar bu yaşam!