Sevgili dostlar sizlerle bugün farklı bir uygulama yapacağız. Normalde her hafta konum değişik olur. Bu sefer tek bir konu içinde alt konuları 5 hafta işleyeceğim.
Ekonomik, sosyal, eğitim ve sağlık konusu üzerinden ülkemizin durumunu inceleme altına almaya gayret edeceğim.
Neden ya da hangi cürretle bu durumu ele aldığımı soracak olursanız. Şöyle ki artık toplumun bir kısmının değilde büyük çoğunluğunun ülkenin durumu hakkında bilinçlenmesini istediğimden. "Birbirimizi taşlamaktan ziyade birbirimize kalkan olmamızı arzuluyorum."
Ben veya sizlerden biri bu konuları konuşmadıkça ne önümüze bakabileceğiz ne de sahip olduğumuz yerde durabileceğiz. Uzun lafın kısası ben yazmakla , siz düşünmekle yükümlüsünüz.
Dilerseniz bugün ekonomi konusu üzerinden ülkemizi değerlendirelim. İlk yazıma başlamadan önce belirtmek istiyorum; Objektif olarak tabiri caizse doğrucu davut olacağıma söz veriyorum. Ekonominin kelime köküne baktığımızda bir ülkenin toplum ve kuruluştaki mal ve hizmetlerin üretim, tüketim ve dağıtıma ait hususların tümü ya da diğer adıyla iktisat anlamlarını görüyoruz. Ev ekonomisi veya ülke ekonomisi hakkında birçok tabir elbette duymuşsunuzdur. Hele ki şimdi yaşadığımız bir durumla karşı karşıyayken bütünden parçaya gittiğimizde kişisel ekonomi parçaları aynı yapboz gibi ülke ekonomisini oluşturuyor. En basite indirgediğimizde bugün aldığınız kişisel ihtiyaç masraflarınıza harcadığınız para yarın miktarı değişebiliyor mu?
Evet dediğinizi duyar gibiyim. Ülkemizin geçmişte olan ekonomisine baktığımızda yükseliş ve düşüşler yaşanabiliyor.
Üretim teşvik edilmeli. Çiftçine, milletin efendisi dediğiniz köylüye ve geleceğimiz dediğiniz gençliğinize sahip çıkılmalı. Sahip çıkılmazsa böl-parçala-yok et tekniğiyle yok olup gideriz.
Bu durumu dikkate almayan insanlarımızda var fakat her ne olursa olsun el birliği ile sıkıntıları aşabiliriz.
Birlik ve beraberlik içinde bütün sıkıntıların üstesinden geleceğimize inanıyorum.
Sevgiyle kalın...