Değerli Dostlar; Haziran ayının üçüncü pazarı yani 21 Haziran 2020 Pazar "Babalar günü" olması sebebiyle "baba" konusunda paylaşımda bulunalım istedim.
Cenâb-ı Hak, kendi haklarından sonra anne-babaya iyi ve güzel davranmayı ilk sırada zikrederek şöyle emreder:
“Allâh’a ibâdet edin ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya, akrabâya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya ve mâliki bulunduğunuz kimselere iyi davranın...” (en-Nisâ, 36)
“Biz insana, ana-babasına iyi davranmasını vasiyet ettik! Çünkü anası, onu nice sıkıntılara katlanarak (karnında) taşımıştır. Sütten ayrılması da iki yıl içinde olur. (İşte bunun için:) «Önce Bana, sonra da ana-babana şükret!» diye tavsiyede bulunmuşuzdur. Dönüş ancak Banadır.” (Lokmân, 14)
Cenâb-ı Hak, kendi rızâsını ana-babanın rızâsına bağlamıştır. Bu hakîkati Resûlullah şöyle haber verirler:
“Allah Teâlâ’nın rızâsı, anne ve babayı hoşnut ederek kazanılır. Allah Teâlâ’nın gazabı da anne ve babayı öfkelendirmek sûretiyle celbedilir.” (Tirmizî, Birr, 3/1899)
Hz. Peygamber’in şu duâsı bir mü’min için ne büyük bir müjdedir:
“Ana-babasına iyilik edene ne mutlu! Allah Teâlâ onun ömrünü ziyâdeleştirsin!” (Heysemî, VIII, 137)
Ebeveynin evlâtları üzerindeki hakları o kadar çoktur ki, bunları ödemek pek zor, hattâ imkânsızdır. Hadîs-i şerîfte buna şöyle bir teşbihle dikkat çekilmektedir:
“Hiçbir evlât, babasının hakkını ödeyemez. Şayet onu köle olarak bulur ve satın alıp âzâd ederse, babalık hakkını (ancak o zaman) ödemiş olur.” (Müslim, İtk, 25; Ebû Dâvûd, Edeb, 119-120; Tirmizî, Birr, 8/1906)
Adam, yorgun olarak eve geldiğinde beş yaşındaki oğlunun kapının önünde kendisini beklerken buldu. Çocuk babasına, saatte ne kadar para kazandığını sordu. Zaten yorgun gelen adam, oğluna "Bu senin işin değil" diyerek karşılık verdi. Çocuk dayattı:
- "Babacığım lütfen bilmek istiyorum" dedi.
Adam: "Bu kadar çok bilmek istiyorsan söyleyeyim, saatte 20 dolar kazanıyorum."
Bunun üzerine çocuk, babasından bir istekte bulundu:
- "Peki babacığım, bana 10 dolar borç verir misin?" dedi.
Adam, daha çok sinirlendi:
- "Benim senin saçma oyuncaklarına ya da benzeri şeylerine ayıracak param yok. Hadi derhal odana git ve kapını kapat."
Çocuk sessizce odasına çıkıp, kapısını kapattıktan sonra, adam sinirli sinirli düşünmeye başladı:
- "Bu çocuk nasıl böyle şeylere cesaret eder?" dedi kendi kedine.
Aradan bir saat geçmiş, adam biraz daha sakinleşmişti. Çocuğuna, parayı neden istediğini bile sormadığı geldi aklına. Yukarıya, çocuğun odasına çıktı ve yatağında uzanan çocuğuna, uyuyup uyumadığını sordu.
- "Hayır uyumuyorum" diye yanıtladı çocuk.
Adam, çocuğundan özür diledi:
- "Sana az önce sert davrandığım için üzgünüm ama uzun ve yorucu bir gün geçirdim, yorgundum" dedi.
Ve elindeki parayı uzattı:
- "Al bakalım istediğin 10 doları "Teşekkürler babacığım" dedi.
Ve yastığının altında sakladığı buruşuk paraları çıkardı, elindeki parayla birleştirdi, tümünü tane tane saymaya başladı. Oğlunun yastık altından para çıkarıp saydığını gören adam, yine sinirlendi:
- "Paran olduğu halde neden benden para istiyorsun?" diye bağırdı, "Benim senin saçma çocuk oyunlarına ayıracak zamanım yok."
Çocuk, babasının bağırmasına aldırmadı bile:
- "Fakat yeterince param yoktu ki... Ancak şimdi tamamlayabildim" dedi...
Ve elindeki paraların tümünü babasına uzattı.
- "İşte sana 20 dolar babacığım, şimdi bir saatini alabilir miyim?"